Amasya Mutlu Son- Masaj Esra
Amasya Mutlu Son- Masaj Esra
Amasya Mutlu Son- Masaj Esra Artık Diana’ya âşık olamazdım fakat yani onunla dobra dobra diyebileceğim bir konuşma yapmak için çok şey verirdim. Her türden hileye alışmak zorundaydı. Anlaşılan benim iyi Diana’mda, öyle ya da böyle, kendisini Venüs’ten bile çok daha az naif kılan bir data vardı. Ben onu yıkanırken gözetleyerek rahatsız etmezdim, kesinlikle, ama onu sorularımla deşifre etmeyi yeğlerdim. Zafer kazanmaktan korktuğum bir randevuya sessiz bir şekilde gidiyor olsam kendimi hazırlardım, do-natırdım, aşkın tüm cinlerini harekete geçirirdim onunla yapacağım söyleşi için.
Hangi durumun, hangi anın baştan çıkarıcı olarak görülebileceği benim sık sık ilgimi çeken bir konu olmuştur. Bunun cevapı, organik olarak, bireyin ne istediğine nasıl istediğine ve hangi tarzda gelişmiş olduğuna bağlıdır. Nikâh gününü ve özellikle bir anını severim. Kız bir gelin olarak süslenmiş, yine de tüm görkemi, güzelliğinin yanında sönük kalarak ve kendisi de solarak ayakta durduğunda, kanı akmaz olduğunda, göğsü olduğu benzer biçimde kaldığında, bakışlar kilo verdiğinda, dizler kesildiğinde, bakire titrediğinde, meyva olgunlaştığında; gökler onu yücelttiğinde, ciddiyet ona güç verdiğinde, umut onu güçlendirdiğinde, dualar onu kutsadığında, mersinden yapılmış taç başım süslediğinde; yürek çırpındığında, gözler yerde bir noktada takılıp kalmış olduğunda.
Amasya Mutlu Son- Masaj Esra
Amasya Mutlu Son- Masaj Esra Kız kendi içine gizlendiğinde, tümüyle dünyaya ait olabilmek için dünyadan başka bir şeye ait olduğunda; göğüsleri kabardığında, canlı şekil soluk almış olduğunda, sesi titrediğinde, muamma açıklanmadan önce gözyaşı titreştiğinde, meşale yakıldığında, damat beklediğinde – o an gelmiştir. Pek yakında artık çok geç olacaktır. Geriye yalnızca bir adım kalmıştır, fakat yanlış bir adım için yeterli olan da bundan ibarettir. Bu an, önemsiz bir kızı önemli kılabilir, minik bir Zerlina bile mevzu haline gelir.
Her şey düzenlenmiş olmalı, en büyük tezatlar o anda bir araya gelmeli; herhangi bir şey, özellikle de ana tezatlardan biri eksikse vaziyet hemen baştan çıkancılığından bir kısmınü yitirir. İyi malum bir gravür vardır. Bir tövbekârı gösterir. Kız öyle genç ve masum görünür ki insan ona bakınca günah çıkartan papazın da adına, bu kızın itiraf edecek gerçekten ne günahı olabilir diye utanır. Kız şapkasının tülünü hafifçe kaldırmış, dünyaya, sanki bir dahaki sefere itiraf edeceği bir şey arıyormuş şeklinde bakmaktadır ve bunun hakikaten, günah çıkartana -papaza- saygıdan meydana gelen bir zorunluluk olduğu anlaşılmaktadır.