Amasya Mutlu Son

Amasya Mutlu Son

Yüzünü buruşturdu. Onu üzme fikri hoşuna gitmiyordu. Kahrolası, o delişmen kızdan hoşlanıyordu. Her vakit hoşlanmıştı. Amasya Mutlu Son Başını salladı. Onu üzmeyecekti. En azından çok değil. Dahası onun gönlünü almaya çalışacaktı. Balonun yıldızı, diye anımsattı kendine otomobilina binerken ve tüm gücünü toplamaya çalıştı.Amasya Mutlu Son Ne olursa olsun çok yorucu bir gece olacaktı. *** Turner içeri girer girmez Olivia onu gördü. “Aaa, bak, ” dedi, dirseğiyle Miranda’yı dürterek. “Abim burada.” “Öyle mi?” dedi Miranda, nefesini tutarak.

“Hı m.” Olivia doğruldu ve kaşlarını çattı. “Şimdi düşünüyorum da, sanırım onu asırlardır görmedim. Ya sen?” Miranda boş boş başını sallarken Turner’ı görebilmek için boynunu uzattı. “İşte orada Duncan Abbott ile konuşuyor, ” diye açıklama yaptı Olivia. “Ne hakkında mevzuşuyorlar, merak ediyorum. Bay Abbot çok politik bir kişiliktir.” “Öyle mi?” “Evet. Onunla tartışmayı çok isterdim fakat muhtemelen bir kadınla siyaset tartışmayacaktır. Sinir şey.” Tam Miranda onaylamak üzere başını sallayacakken Olivia yeniden kaşlarını çattı ve öfkeli bir sesle mevzuştu,

Amasya Mutlu Son

“Şimdi de Lord Westholme’la mevzuşuyor.” “Olivia, adam kiminle isterse onunla mevzuşur, ” dedi Miranda ama içten içe kendisi de Turner yanlarına gelmediği için ona kızıyordu. Amasya Mutlu Son “Biliyorum ama önce gelip bizimle selamlaşmalı. Bizler ailesiyiz.” “Peki, sen öylesin, en azından.” “Saçmalama, sen de ailedensin Miranda.” Olivia’nın ağzı öfkeyle ufak bir o şeklinde açıldı. “Şuna bakar mısın? Tam ters yöne gitti.” “O mevzuştuğu adam kim? Tarifıyorum.” “Ashbourne Dükü. Şeytani bir yakışıklılığı var adamın, öyle değil mi? Sanırım yurt dışındaydı. Karısı ile tatilde. Anladığım kadarıyla, birbirlerine son aşama bağlılar.” Miranda, en azından bir sezon evliliğinin mutlu olarak sürdürüldüğünü duyduğu için sevindi.

Yine de, eğer Turner balo salonu süresince yürüyüp de gelip onlara merhaba demiyorsa, şüphesiz onunla dans etmek de istemeyecekti. Kaşlarını çattı. “Pardon Leydi Olivia. Sanırım bu benim dansım.” Olivia ve Miranda adım atarını kaldırıp baktı, ikisinin de adını hatırlayamadığı genç ve yakışıklı bir adam önlerinde duruyordu. “tabii ki, ” dedi Olivia çabucak. “nasıl da unutmuşum.” “Ben gidip bir bardak limonata alsam iyi olacak, ” dedi Miranda gülümseyerek. Olivia’nın dansa gidip Miranda’yı sadece bıraktığında kendini tuhaf hissettiğini biliyordu. “kararlı misin?”